ama sol elim sakat hala, ağrısı tam geçmedi. yine de herifin iniltileri artınca, daha bir acır oldum, tüm gücümle kollarından tutup çekmeye çalıştım, kalkar gibi oldu, ölmeye yakın bir akbaba gibi aniden inileyip, aşağıya bıraktı kendini. yan restorandan garsonun biri geldi yardıma, birlikte zorla kaldırabildik. garsonun almancası beni de rahatlattı, adamı yakındaki bir banka oturttuk. sonra ben yere bıraktığım kafaüstü açık şemsiyemin içindeki gözlüğünü ve eldivenlerini alıp, oturduğu banka, yanına koydum. kimseye bakmıyordu, bilinçsiz gibiydi. eldivenlerden ikisi de siyahtı siyah olmasına ama başka türdendiler. ayaklarına sağlı sollu farklı çoraplar geçirenleri biliyordum, ve hatta bunu benim de çamaşır sepetindeki çorap ayıklama zahmetine girmemek sebebiyle yaptığım çok olmuştur. ama eldivenlerin ayrıklığını daha bir garipsedim.
markete doğru yola koyuldum.
3 comments:
Kimse ambulans cagirmadi mi sahi?
ne zaman kalabalığa karışsam ve yakınımda yaşlı birini farketsem bundan korkarım. tam da bu anlattığının olmasından.
genciz ya sanki bize bir halt olmaz mı sanırım yoksa kendimi mi kandırırım. ne aptalca.
Post a Comment