Dünyacı olmak

Hikmetli yazmak ile ilgili bir arkadaşla yazışıyorduk. Aradığımın aslında "hikmet" asla olmadığını söylemek durumunda kaldım ona da: hikmet bir aşkınlığa hitabediyor: ben ise olmakta olanla ilgileniyorum. Oğuz Atay'ın Tehlikeli Oyunlar'ının Hikmet'i böylesi bir hikmet arayışından dolayı mı intiharı yani dünyadan uzaklaşmayı seçti?

Olmakta olanı sorguya almak zaten kendince bir "öteyi" işaret ediyor - ondan "olan"ı askıya değil sorguya almak istiyorum.

Antik Yunan materyalistleri "arke"nin sudan mı, havadan mı, ateşten mi, topraktan mı ibaret olduğunu tartışırlarken "ne kadar hikmet" barındırıyorlarsa, ben de o denli barındırabileyim derdindeyim.

Bunun dışında bir dogmayı hikmetle makyajlayıp markete sunmanın tam karşı yakasındayım. Ben bu cevabımı düşünürken, fikrimle örtüşen Sevan Nişanyan'ın Kelimebaz köşesindeki eski bir yazıyla karşılaştım:
"Bu dünyanın ufkunun ötesinde duran Varlık veya varlıklar bana inandırıcı gelmiyor; kendimi bildim bileli de gelmedi. Dünya ne demek biliyorsunuz değil mi? Arapça edna'nın kıyas halidir, iki şeyden daha beride olanı demektir. Yani 'bu taraf', öteki değil beriki, çizginin bu yanı. Etiket isterseniz söyleyeyim, ben Dünyacıyım."
Dünyevi olanı küçümsemek, aslında ona yakından bakmaya çalışmak tembelliğinden ileri geliyor. Zahmet edip, kafamızı uzattığımızda oldukça şaşırtıcı bir dünyamız var. Ama postendüstriel toplumda dünya giderek gösterenlere çevriliyor, unutturuluyor. Yeterince çaba göstermeyince de kendi kibrit kutusunda böcekler olmak gibi tehlikeli bir kıtaya öteliyor bizi.

Var olanda fevkalade bir contingency var: Nişanyan'ın Kelimebaz'ında durmadan anlattığı gibi tüm nesneler gibi kelimelerin dünyası da sürekli eğilip, bozuluyor ve başka anlamlara ve hecelere gark oluyor - herşey ama herşey başka şeylere dönüşmek peşinde bir çaba içinde sanki. Tura'nın deyimiyle "maddenin bizdeki ısrarı"ndan bahsediyorum. Bu bağlamda fikirde koşulsuz bir sabitlik arayan seküler ya da dinsel her ideoloji dünyayı anlamaya ve onunla şakalaşmaya hiç yanaşamıyor.

3 comments:

baratrion said...

Hâsılı adam söyledi kuş söyledi... Bahisleri uzadı gitti.

Anonymous said...

Yorumların barat. tarafından yükseltilmiş seviyesini dalgaya boğup düşüreceğim için başta bilok yazarı (evet, böyle bi konsept var, gülmeyin) olmak üzere herkeşlerden peşinen özür diler ama sorumluluklarının bilincinde biri olarak arkadaşlık vazifemi de yapmadan duramayacağımı belirtmekte fayda görürüm. Sonra "Vay efendim, PA, madem sen bunun böyle olabileceğini biliyordun da bizi neden uyarmadın kardeşim!" denmesin, dünyacı olmanın bazen (ama sadece bazen) şu şekil zararları olabilir: http://www.smbc-comics.com/?id=2439

"Her şey kararında güzel", "Hikmet var; hikmet vaaar", "Hikmet arardım kendime, dünya bana hikmet imiş" şeklinde hikmetler yumurtlamayı da ihmal etmeyerek TRT 2 spikeri kafasında yorumuma son verir, hepinize esenlikler dilerim.

Tolga said...

Baratrion, sanırım benim seviyem şimdilik ancak Karac'oğlan'la sınırlı:
"kimi cennet ister / kimi cehennem /cennetten beride ya dost yolda neler var"

Ama çalışmalarım devam edecek.

PA, karikatürdeki bu türden hakikatları hatırlatmakla mühim bir arkadaşlık vazifesi yapıyorsun. Minnettarım. Söz bak, böylesi hikmetleri aklımın bir köşesinde tutacağım :)