ding'im an'ım sich'im
yazamıyorum şimdi. zaten yazamıyordum da, ezelden. şarkı söylüyorum ama cevap veremiyorum, bu abuk cümlelerden de anlaşılacağı gibi... ren'in kıyısında bira içmek ve etrafa anlamsız bakışlar atmak daha cazip geliyor. gittim, platon bir gün bara girer'i bile aldım. lise düzeyi felsefe okumak şahane! zaten tüm felsefe hedesini de toptan unutmuş olarak ve hiçbir zaman hiçbir şey bilmemiş biri olarak (sofist miyim, sokratesçi mi, hangisiyim anlamadım gitti anasını satim), böyle boktan amerikan esprileri ile katışınca deneycilik, nomenon ve de etik, pragmatik, analitik, sentetik, imperativ, kategorik filan şükela oluyor. hem a priori gülüyorum hem de a posteriori hafızamı tazeliyorum, niye hamallık yapayım. bir de mehmet eroğlu abiyi keşfettim, prensesim sağolsun. bir de bir de bir de: erhanbro iyi bir iş yapıp, klas bir blog açmış. uzun soluklu olsa diye dua ediyoruz. osman baydemir'e özenip ben de bir sureden kendisine mesaj göndermekle yükümlü hissediyorum: "iman edip iyi işler yapanlara ne mutlu! varılacak güzel yurt da onlar içindir" (ra'd, 29).
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
2 comments:
Platon kitabini tavsiye ediyor musun? Deger mi okumaya? Ben de a priori olarak gulup aposteriori olarak hafizami tazeleyeceksem okuyayim...
valla kitap fazlaca "geyik"; i$te otobuste, piknikte kafan cok da yorulmasin ama cerezlik birsey olsun, hava sicak zaten diyorsan bence okunabilir bir kitap.. bir tur fast food gibi amerikanlastirilmis doksan dakkada felsefe seklinde.. ben bi de $openaur'un kotumserlik derslerinden sIkIlmI$ olarak, ucakta, otobuste okudum, bitti ccbucak.. eglenceli olabiliyor ama cok sey beklenmemeli.. ah ah hep boyle turk kose yazari sinema elestirmeni kli$e cumlesini kurmak istemisimdir.. kurdum rahatladim.. oh..
Post a Comment