çırpınış

bütün halatların koptuğu ve yerçekiminin hiçbir etkisinin kalmadığı zamanlara fırlatıldım. işte anababa gününde herkes anababasını, bense belamı arıyorum. herşeyimi belama bağlamak arzusu dolduruyor içimi, eski püskü kıyafetler içinde sessiz bir çığlık oldum da libası mükkem, görüntüyü öyle böyle kurtarmış, maskeli bir hayalet olarak dolanıyorum. filmler fazlasıyla alışılageldik geliyor, tüm bu iklim üzerime geliyor, ben durmaktayken hem de, üzerime geliyorlar.. hareket et, susma, çığlık at, bu sisi dağıt.. kafadaki hiçbir komut bir işe de yaramıyor artık, herşey eskide kaldı.. eskide.. ne'sin? bu'yum diyebilsem.. işte sartre bu ve benzeri dallamalara "rahatsız bilinç" diyor, tokat gibi bu laf.. çıkarlarının doğru dürüst farkında bile olmayan, sürekli bir rahatsızlık duyan zavallı çelişik azınlık.. her eylemsiz an'ın ağırlığını tam içinde duyan ve sessiz sedasız bir kahrolma hissinde takılmış.. çözüme inanamamakla da kalmayıp, çözümden korkan iktidarsız zavallı.. it gibi, titreye titreye korkarken, cesur ve birşeyleri biliyor hissi vermek zorunda kalan..

oniki eylül öncesi acilciler denen kafası iyi vatandaşlar darbe isterlermiş, darbe olsun da işte halk ayaklansın, devrim olsun.. tıpkı bugünkü evanjalistlerin bir takım yine kafası iyi kısmı gibi, incil'deki her türlü alameti biz gerçekleştirelim ki, kıyamet kopsun, mesih insin, deccalle savaşsın, sonra ne olacak, mis.. ya hiçbir şey yapamıyoruz işte sayın evanjalist mümin kardeşlerim.. elimiz kolumuz bağlı.. sen fethedeceğim dedikçe, fethetmeye çalıştığın seni teslim alıyor.. sen de çaresiz çemkiriyorsun..

0 comments: