östaki sensin, üçüncü köprü de ta orana

ne söylesem bir yalana isabet edecek. zira yalan bir gezegenin evlatlarıyız. bazen sırf zaman geçsin diye zulüm ediyoruz birbirimize diyorum kendi kendime. ne söylesem bir saçmalığa tekabül ediyor. ben dostoyevski karakteri değilim kardeşim; delikanlı diye bir kitabın varlığından bile haberdar değildim ta ki üç gün evveline kadar. elime verilen g-üç'ten bile öyle nefret ettim, tak çıkar sök yağla dediler bana. elim titredi. östaki borumda sorun var komutanım dedim. mazeretim var işte, atış matış yapamam. ne bu hep aynı şikayetler sonra. hep aynı sarışın müsvetteler, hep aynı kırmızı kafalı nakaratlar. hayatın tadını da çıkarmıyorum, evet. hangi çöle gitsem bir acımtırak tad kalıyor dilimin ucunda. by the way, bir türk lirasının iki gavur eurosuna olan bu harika benzerliğinden dolayı sayın a.q. partisi maliye yetkililerine müteşekkirim. zira sayelerinde bir koyuyorum, dört (nestle kitkat) alıyorum (anlamayan molozlar için: bkz. döviz, parite, kur, vs.). bu sebepten öyle ki benim nur yüzlü burjuvam hatrına taraf bile okumaya başlayacağım, böle köşe yazarlarının linkini de dağıtacağım etrafa. çok 'delicious' olmuş diyerekten. darbeci karşıtı muhalif görünsem de fena olmaz hani.

2 comments:

Elmoş said...

Çok sevdim.

Tolga said...

eyvallah efenim, rabbil alemin sevenlerinizi arttirsin :)