o puzzle'ın yapılmışı vardı halbuki en başta elimizde, ama neden bozduk? işte bu soruya cevap vermemek için herşeyi ama herşeyi yapmaya hazırız. kendi bozduğumuz puzzle'ı sırf bu soruyu unutmak için yapıp duruyoruz zaten.
ölüm itkisi
bastırdığımızı sandığımız şeyler aslında bastırdığımız bir tek "şey"in ta kendisini bastırmak için uydurduğumuz mitlerden ibaret. kendimize anlattığımız dehşet müstehcen hikayeler eşliğinde bir puzzle alıyoruz, onu hemen bozuyor ve yeniden yapıyoruz. bozarken de yaparken de başarılarımıza, çuvallamalarımıza yanıp yakılıyor, ıslık çalıyor; kah ağlıyor kah gülüyoruz. vakitli vakitsiz sağa sola anlatacağımız yalancı bir geçmiş biriktiriyoruz böylelikle.
o puzzle'ın yapılmışı vardı halbuki en başta elimizde, ama neden bozduk? işte bu soruya cevap vermemek için herşeyi ama herşeyi yapmaya hazırız. kendi bozduğumuz puzzle'ı sırf bu soruyu unutmak için yapıp duruyoruz zaten.
o puzzle'ın yapılmışı vardı halbuki en başta elimizde, ama neden bozduk? işte bu soruya cevap vermemek için herşeyi ama herşeyi yapmaya hazırız. kendi bozduğumuz puzzle'ı sırf bu soruyu unutmak için yapıp duruyoruz zaten.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
3 comments:
sevgili kunta ve kinte;
bu yazdıklarını okuyunca ferdinand céline'nin "voyage au bout de la nuit" adlı eseri aklıma geldi. arayışların sonsuz çıkmazı aklıma geldi. hepimiz müzikten hoşlanırız. hepimiz parçalarda kendimiz için yazılmış, özel ezgileri ararız: ölüm ezgisini. çıkmaya çalıştığımız o yolculuk bizim düş gücümüzü çalıştırır; gerisi sadece düşün kırıklığıdır ve yorgunluğumuzdur. oysa bizim yolculuğumuz tamamen düşseldir. e zaten gücünü de buradan alır. o yüzden bozulmaz mı o en baştaki eşsiz puzzle?
biliyorsun ki, ne diyorsan haklısın mavicim duvarcım...sözlerime bu besmele ile başlamak isterim :)
düşlerden güç alıyoruz dediğin gibi ama "ne için" güç almak sorusunu soruyorum aslında kendimce. hayatta kalmak için mi mesela? o neden? bu soruya cevap vermenin kendisi de bir arayış ve belki de kendi adıma uğraşmaya değer tek puzzle bu. yolculuğumuzun da tamamen düşsel olduğunu kabullenemiyorum sanırım. belki az buçuk uğraştığım bilimcilikten ileri geliyor bu.
neden kıpırdıyoruz, bu soruya cevap bulamadım. ama araması bile zevkli kabul etmek lazım.
dreamer, dreamer, stop me if I am wrong :)
başladığın besmeleyi ayrı konuşuruz sevgili kuntam ve kintecim (:
"hayatta kalmak için" tümcesi; sığındığımız, üstümüzü örttüğümüz yorgan bence. eğer uğraşacaksak; evet değer tek puzzle o.
bir de; gelen güz hiç gitmiyor be bilimci insan. belki de bahsettiğin itki tam da burada başlayıp burada bitiyordur. bilmem ki?
bi dokunsana şuna: http://apriorii.tumblr.com/post/3447441855/onuc-y-l-once-benligimin-bulustuguyla-ayn
[ durdurmam asla (: ]
Post a Comment