Dün sevgili bir arkadaşımın gevezeliğini çektim içime, önce İran’a gittik, sonra Hollanda’ya, gitmedik tabii gideceğiz dedik ama gitmiş gibi olduk. Hayalleri bitmeyenlerin hala orda burda varolması ferahlatıcı. Sürekli yaşamın ciddi zorunluluklarına takılmanın sıkıcılığı böyle uzaklardan bir ses gelince bir an olsun unutulabiliyor. İşte ondan gerekli olan tek şey bu unutmayı bize verebilecek, içinde eriyebileceğimiz şeyler toplamı. Onun dışında yetişkinlerin para, iş, ev, araba, evlilik, işsizlik, zorluk, kriz dertleri boğazımı sıkıyor. Kendimin de bir yetişkin olduğunu hatırlatıyor. Elime birşey almaktan korkuyorum ondan, elimde kalır diye olacak herhalde.
Basit ve rastgele cümleler kurmaktan, bazen sessiz kalıp kafa sallamaktan çekinmiyorum. Bu takmamazlık ve bilinçli hafızasızlık durumları beni sevimsiz bir adam yapıyor, sonra bir an geliyor havalara çıkıp etrafa sataşıyorum. Çekilmiyor yoksa. Tüm durgunluklar en sonunda havalara çıkabilmek adına.
12 comments:
Dur!
Çalışırım :)
Eleştirel Günlüğün sayfalarından ziyaret edip okudum yazdıklarınızı. okurken "Dur" dedim.Sizi tanımıyor olmama rağmen benzer şekillerde kendime belki de:)
Hoşgeldiniz. Durgun zamanlardayız demek ki.
baba, mekan pek bi afilli olmus....togliatti"de denk gelmis....bunu diyeyim, daha sonra tekrar ararim.....
togliatti da ne demek ola ki?
Ahan da yasam oykum:
http://tr.wikipedia.org/wiki/Palmiro_Togliatti
Sagolasin. Hic duymamistim...
Havalara çıkmak?
Uçmak.
Demek hala bir umut var. Ne güzel.
var. "ama hesap dağlarladır, umut dağlarla."
Post a Comment